Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sosyal Medya ve Anoreksiya: Tehlikenin Farkında Olalım

Sosyal medyanın anoreksiya riskleri üzerindeki etkisini keşfedin. Farkındalık oluşturarak sağlıklı ilişkiler kurmaya yardımcı olun.

Sosyal medyanın anoreksiya riskleri üzerindeki etkisini keşfedin. Farkındalık oluşturarak sağlıklı

Günümüzde gençler ve yetişkinler arasında hızla yayılan bir sorun olan anoreksiya nervoza, özellikle sosyal medya platformlarının etkisiyle daha da artış gösteriyor. Uzmanlar, bu psikolojik yeme bozukluğunun ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğinin altını çiziyor.

Sosyal Medya ve Anoreksiya: Tehlikenin Farkında Olalım

Uzman Psikolog Kerime Begüm Özkaya, kişilerin sosyal medyada gördükleri ideal vücut modellerine özenerek, farkında olmadan kendilerini tehlikeye attığını belirtiyor. İnsanların, çevrelerindeki insanların aşırı kilo verdiği fark edilene kadar kilo verme sürecini devam ettirdiğine dikkat çekiyor.

Sosyal Medya ve Anoreksiya: Tehlikenin Farkında Olalım

Anoreksiya nervozanın kelime anlamı sinirsel iştah kaybıdır ve en belirgin özelliği, kişinin kendisini şişman olarak algılamasıdır. Kişi aynanın karşısında kendisine baktığında ne kadar zayıf olursa olsun, kendisini kilolu görür ve bu düşünce hastalık haline gelir,” diyor Özkaya. Ayrıca, hastalığın hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguluyor.

Sosyal Medya ve Anoreksiya: Tehlikenin Farkında Olalım

Fiziksel etkileri arasında uyku problemleri, enerji kaybı ve hareket kısıtlılığı yer alırken, psikolojik etkiler ise obsesif kompulsif bozukluk, depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıkları içeriyor. Hastalar, mükemmeliyetçi yapıları ve sürekli daha iyi görünme çabasıyla karbonhidrat ve şekerli besinleri hayatlarından çıkarma yoluna gidiyorlar.

Özkaya, bu süreçte kilo verme çabalarının genellikle çevre tarafından fark edilene kadar devam ettiğini söylüyor. Daha sonra, zararlı olabilecek ilaçlar, kahve ve çay gibi takviyelere yöneliyorlar. Bu durum, sağlığı ciddi anlamda tehdit ediyor ve tedavisi ise uzmanlar tarafından diyetisyen, psikolog ve psikiyatri gözetiminde yürütülüyor.

Özellikle vücut ağırlığının %30’unu kaybetmiş hastaların ayakta değil, yatarak tedavi edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bu hastalıkta erken teşhisin önemine vurgu yapıyor. Tedavi edilmediği takdirde, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyerek ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle, aileler ve gençler, sosyal medyada gördükleri ideal vücutlara ulaşma çabası yerine, sağlıklı yaşamı ön planda tutmalı ve profesyonel destek almaktan çekinmemelidir.

Sonuç olarak, sosyal medyanın olumsuz etkileri ve psikolojik rahatsızlıklar birleştiğinde, özellikle genç nüfusta ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bilinçli olmak, erken teşhis ve profesyonel yardım, bu hastalığın önüne geçmek adına en etkili yöntemlerdir.