Osmanlı devri İstanbul’unda bir sünnet düğününe karar verildiğinde, her aile kendi ekonomik durumuna göre hazırlıklara başlardı..
Murat Yeşil – İstanbul Yerel Haberler (İY)
Osmanlı devri İstanbul’unda bir sünnet düğününe karar verildiğinde, her aile kendi ekonomik durumuna göre hazırlıklara başlardı. Sandıklardan işlemeli yatak takımları çıkarılır, misafirler için oda takımları yenilenir ve evdeki kaplar kalaylanırdı. Aile fertlerine yeni elbiseler dikilir ve evin sünnet çocuğu için özel bir yatak süslenirdi. Bu yatağın başucuna, kutsal kitap Kur’an-ı Kerim, işlemeli bir muhafaza içinde asılırdı. Bu hazırlıklar, “sünnet”in aile için ne kadar büyük bir anlam taşıdığını gösteriyordu.
Osmanlı Devrinde toplu sünnet düğünleri geleneği uyarınca durumu iyi olan aileler, sadece kendi çocuklarını değil, aynı zamanda mahalledeki yoksul çocukları da sünnet ettirerek bu hayır geleneğini sürdürürdü. Bugünün hayır kurumlarının yaptığı toplu sünnet düğünlerinin bir benzeri o dönemde de yaşatılırdı.
Şehzade Düğünleri: Dillere Destan Bir Şölen
Yıl 1582… İstanbul, eşsiz bir heyecana sahne oluyordu. Sultan III. Murad’ın oğlu Şehzade Mehmed’in sünnet düğünü için hazırlıklar aylarca sürmüştü. Bu düğün, sadece bir tören değil, aynı zamanda Osmanlı Devleti‘nin gücünü ve zenginliğini tüm dünyaya göstermek için bir fırsattı.

Şehzade düğünleri genellikle günlerce süren şenliklere sahne olurdu. Sünnet günü geldiğinde, şehrin dört bir yanından gelen sanatçılar, akrobatlar, hokkabazlar ve meddahlar sarayda toplanırdı. Top sesleri ve mehter takımının coşkulu nağmeleri eşliğinde, şehzade ata bindirilerek şehir turu atılırdı. Şehzadenin atına, halk arasında sünnet atı denirdi.
Sünnet merasimi, sarayda, en mahir cerrahlar tarafından gerçekleştirilir ve dualar, tekbirler eşliğinde yapılırdı. Sünnetten sonra, At Meydanı (Hipodrom) dev bir panayır yerine dönüşürdü. Güreş müsabakaları, cirit oyunları ve çeşitli gösteriler düzenlenir, halka açık ziyafetler verilirdi. Saray düğünlerinin en önemli özelliklerinden biri, padişahın fakir çocukları da sünnet ettirmesi ve onlara yeni elbiseler, ayakkabılar ve hediyeler vermesiydi. Bu, devletin halkına olan şefkatini ve cömertliğini sembolize eden önemli bir gelenekti.
Mahalle Düğünleri: Birlikte Yaşamın Aynası
Osmanlı Devleti‘nde sünnet düğünleri, saraylara özgü değildi. Mahallelerde ve köylerde de her aile, kendi imkânları doğrultusunda bu kutlamaları gerçekleştirirdi. Bu mahalle düğünleri, saraydaki kadar görkemli olmasa da, içtenlik ve samimiyet açısından benzersizdi.
Sünnet çocuğu, en güzel kıyafetlerini giyer, başına fes takar ve at veya araba üzerinde, mahalledeki arkadaşları ve ailesiyle birlikte sokakları gezerdi. Eve dönüldüğünde, sünnet merasimi, mahallelinin güvendiği bir sünnetçi tarafından yapılırdı. Sünnet anında çocuğu tutan kişiye kirve denirdi. Kirvelik kurumu, iki aile arasında ömür boyu sürecek bir dostluk ve akrabalık bağı kurardı.
Sünnetten sonra, çocuğun süslenmiş yatağına yatırılır ve gelen misafirler tarafından hediyeler verilirdi. Misafirlere etli pilav, zerde, lokum ve şerbet gibi ikramlarda bulunulurdu. Bu gelenekler, mahallelinin dayanışmasını ve bir araya gelme kültürünü pekiştirirdi.
Osmanlı Devrinde Toplu Sünnet Düğünleri Geleneği
Osmanlı sünnet düğünleri, sadece bir dini ritüel değil, aynı zamanda toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bir araçtı. Bu düğünler, zenginle fakirin, sarayla halkın bir araya geldiği, toplumsal sınıflar arasındaki ayrımın bir süreliğine ortadan kalktığı nadir anlardan biriydi. Düğünlerde hediyeleşme ve fakirlerin doyurulması, Osmanlı Devleti‘nin yardımlaşma ve cömertlik geleneklerini yansıtırdı.

Çankırı’da 529 Yıllık Vakıf Geleneğiyle Toplu Sünnet Şöleni
Sonuç olarak, Osmanlı Devrinde toplu sünnet düğünleri, görkemli şenlikler, içten kutlamalar ve derin manevi anlamlarla dolu, çok katmanlı bir kültürel olaydı. Her bir düğün, dönemin ruhunu, inançlarını ve toplumsal değerlerini yansıtan eşsiz bir ayna görevi görüyordu. Bu zengin gelenekler, yüzyıllar boyunca süregelen bir miras olarak günümüze kadar ulaşmış ve bugün de farklı şekillerde yaşatılmaya devam etmektedir.
Bu yazıya “geçmişte başlayıp günümüze kadar devam eden “toplu sünnet düğünleri” geleneklerinden bahsedin. Bu düğünlerde sünnet olacak çocuklar nasıl kıyafetler alındığı, okunan Mevlid-i Şerif okunması, yemek ikramı ve ne tür eğlenceler yapıldığını anlatın.
Müslüman toplumlarda, erkek çocukların hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olan sünnet, tarih boyunca bir kutlama vesilesi olmuştur. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan ve günümüze kadar devam eden toplu sünnet düğünleri, bu geleneğin en güzel örneklerinden biridir. Bu düğünler, sadece dini bir görev değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı, yardımlaşmayı ve sevinci paylaşmayı simgeler.
Toplu Sünnet Düğünlerinin Tarihsel Kökeni ve Günümüzdeki Yeri
Toplu sünnet düğünleri geleneği, kökenini Osmanlı İmparatorluğu’na dayandırır. Sarayda şehzadeler için düzenlenen sünnet düğünlerinde, padişahlar maddi durumu yetersiz olan ailelerin çocuklarını da bu törenlere dahil eder, onların sünnet masraflarını karşılar ve onlara hediyeler verirdi. Bu soylu davranış, zamanla bir devlet politikası haline gelmiş ve halk arasında da yaygınlaşmıştır. Hayırsever vakıflar, zengin aileler ve hatta esnaf birlikleri, toplu sünnet düğünleri düzenleyerek bu geleneği yaşatmıştır.
Günümüzde ise bu gelenek, çoğunlukla belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve hayır dernekleri tarafından sürdürülmektedir. Ramazan veya yaz ayları gibi özel dönemlerde düzenlenen bu törenler, genellikle şehrin meydanında veya büyük bir salonda gerçekleşir ve yüzlerce çocuğun aynı anda sünnet olmasına olanak tanır.
Sünnet Çocuğunun Kıyafetleri ve Kutlama Merasimi
Toplu sünnet düğünlerinin en göz alıcı unsurlarından biri, sünnet olacak çocukların giydiği özel kıyafetlerdir. Bu kıyafetler, adeta bir şehzade kostümünü andırır. Çocuklar, genellikle sırma işlemeli, bordo veya mavi renkli, kadife kumaştan yapılmış ceket ve pantolon giyerler. Üzerine yelek, gömlek ve kuşak takılırken, başlarına da tüy veya boncuklarla süslenmiş bir fes takılır. Bu özel giysiler, çocukların kendilerini özel hissetmelerini ve bu anı ömür boyu unutmamalarını sağlar.
Toplu sünnet törenleri, genellikle bir konvoyla başlar. Çocuklar, süslenmiş araçlara veya otobüslere bindirilerek şehrin sokaklarında tur atar. Bu kortej sırasında, davullar çalar, şarkılar söylenir ve halk bu coşkuya ortak olur.
Dini ve Kültürel Etkinlikler
Sünnet törenlerinin dini ve kültürel boyutu, bu kutlamalara manevi bir derinlik katar. Düğünler, genellikle Mevlid-i Şerif okunması ile başlar. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselamın hayatını anlatan bu eser, hem sünnetin manevi önemini vurgular hem de katılımcıların maneviyatını yükseltir. Mevlid dinletisinin ardından, Kuran-ı Kerim tilaveti yapılır ve dualar okunur. Bu dualar, çocukların sağlık ve esenliği için yapılırken, katılımcıların da bu kutlamaya ortak olmasını sağlar.
Katılımcılara Yemek İkramı ve Eğlenceler
Osmanlı geleneğindeki gibi, toplu sünnet düğünleri de yemek ikramı olmadan tamamlanmış sayılmaz. Misafirlere genellikle geleneksel Türk mutfağının lezzetleri sunulur. Başta etli pilav ve zerde olmak üzere, çeşitli tatlılar, şerbetler ve lokumlar ikram edilir. Bu ziyafet, düğünlerin sosyal bir etkinlik haline gelmesini sağlar ve katılımcılar arasında bir kaynaşma ortamı yaratır.
Yemeklerin ardından, çocuklara ve ailelerine yönelik çeşitli eğlence programları düzenlenir. Kukla gösterileri, Hacivat ve Karagöz oyunları, palyaço gösterileri ve çeşitli sahne şovları, çocukları güldürürken yetişkinlerin de hoş vakit geçirmesini sağlar. Bu etkinlikler, sünnet düğününü bir şenlik havasına sokar ve bu özel günü unutulmaz kılar.
Toplu sünnet düğünleri, geçmişin zengin mirasını günümüze taşıyan, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu yaşatan, aynı zamanda neşe ve coşku dolu modern bir gelenektir. Bu düğünler, bir yandan çocukların hayata atacağı ilk adımlardan birini kutlarken, diğer yandan da toplumun birliğini ve beraberliğini pekiştirir.

