Nöbetçi Eczaneler
Giriş
Türkiye’nin deniz gücünü güçlendirmek ve modern savunma teknolojileriyle donatmak amacıyla gerçekleştirilen büyük bir deniz tatbikatı olan DENİZKURDU-II/2025 tamamlandı. Bu tatbikat, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni nesil savunma sistemleri, insansız hava araçları (İHA) ve insansız su altı araçlarıyla yapılan en kapsamlı etkinliklerden biri oldu.
Tatbikatın Detayları ve Katılımcıları
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı öncülüğünde, Karadeniz, Marmara, Ege ve Doğu Akdeniz bölgelerinde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen tatbikat, toplamda 120 gemi, 85 deniz hava unsuru ve yaklaşık 22.700 personel katılımıyla gerçekleşti. Bu büyük katılım, Türkiye’nin deniz gücünün ne kadar güçlü ve etkili olduğunu gösteriyor.
Tatbikat sırasında çeşitli deniz savunma ve saldırı operasyonları, yeni nesil İHA ve SİHA (Sıra İnsansız Hava Aracı) kullanımı ve denizaltı savunma sistemleri test edildi. Özellikle, TCG ANADOLU adlı amfibi uçak gemisinden ilk defa çiftli kalkış yapan Bayraktar TB3 SİHA’lar, dikkat çekti. Bu SİHA’lar, mühimmat olarak MAM-L füzesiyle donatıldı ve 11 bin feet irtifadan hedefleri vurdu.
Yenilikler ve Teknolojik Atılımlar
Bu tatbikatla birlikte, Türkiye’nin savunma sanayisi alanında önemli bir adım attığı görüldü. En dikkat çekici gelişmelerden biri, yerli ve millî olarak geliştirilen Atmaca güdümlü mermisinin denizaltıdan atılması ve başarıyla hedefi vurmasıydı. Ayrıca, TCG ANADOLU’dan yapılan ilk çiftli kalkışta kullanılan TB3 SİHA’lar, gerçek mühimmatla hedefleri tam isabetle vurdu.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltmaya ve kendi kendine yeten bir savunma sanayisi oluşturmaya yönelik büyük bir hamle olarak görülüyor.
Yorumlar ve Görüşler
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, yaptığı açıklamada, “Tatbikatımızda 120 gemi, 85 deniz hava unsuru ve 22.700 personel ile modern ve etkili bir güç gösterisi yaptık. En önemli başarılarımızdan biri, yerli ve millî Atmaca güdümlü füzesinin denizaltıdan atılması ve TB3 SİHA’ların gerçek mühimmatla hedeflere ulaşmasıdır” dedi. Ayrıca, bu yeni teknolojilerin deniz muharebesinde büyük bir dönüşüm yaratacağının altını çizdi.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar ise, “Türk mühendisliği ve Türk bahriyesi, deniz muharebesinde yeni bir çağ başlatıyor. TB3 SİHA’larımız, keşif ve taarruz görevlerini başarıyla yerine getiriyor ve bu, Türkiye’nin savunma sanayinde geldiği noktayı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Gelecek Planları ve Yeni Projeler
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deniz savunma alanında büyük bir adım atmaya devam ettiğini belirtti. Özellikle, millî denizaltı ve TF-2000 hava savunma muhribi projelerinin başlatılmasına karar verildiğini açıkladı. Bu projeler, Türkiye’nin denizlerdeki caydırıcılığını artıracak ve teknolojik bağımsızlığını pekiştirecek önemli gelişmeler olacak.
Görgün, “Genç mühendislerimiz ve yerli sanayimizle, ülkemizin ihtiyaçlarına uygun yeni sistemler geliştirmeye devam ediyoruz. Bu projeler, Türkiye’nin denizlerdeki gücünü küresel seviyeye taşıyacak” dedi.
Uluslararası ve Ulusal Güçler Birlikte Çalışıyor
Baykar Başkanı Selçuk Bayraktar, Türk SİHA’larının dünya genelinde büyük ilgi gördüğüne vurgu yaparak, “Bugün TB3’lerimiz, keşif ve taarruz görevlerini başarıyla yerine getiriyor. Bu, Türk mühendisliği ve Türk bahriyesinin ortak başarısıdır” dedi. Ayrıca, tüm sistemlerin tamamen yerli ve milli olduğunu belirterek, “Lastik, motor, elektro-optik ve yazılım dahil her bileşen Türkiye’de üretildi” diye ekledi.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu da, TB3’lerin Kara Kuvvetleri tarafından ilk kullanılacağını ve bu teknolojiyi en iyi şekilde değerlendireceklerini söyledi. Ayrıca, elektronik harp teknolojilerinde de Türkiye’nin dünyada önde olduğunu ve bu alanda yapılan çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Geleceğin Hava Gücü ve Yeni Sistemler
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, insansız ve insanlı hava araçlarının birlikte kullanılacağı yeni bir hava gücü yapılanmasının hedeflendiğini açıkladı. Bu, geleceğin savaş stratejisinin insan ve insansız sistemlerin uyumuyla şekilleneceği anlamına geliyor. Ayrıca, Kızıl Elma ve Anka-3 gibi jet motorlu SİHA’ların geliştirilmesine de hız verildi.
ASELSAN ve Yerli Sistemler
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, TB3 SİHA’ların elektro-optik sistemlerinin tamamen millî olduğunu ve bu sistemlerin dünyada çok az ülke tarafından üretildiğini belirtti. “Bugün bu sistemler, hedefi net şekilde gösterip vurma kapasitesine sahip. Bu sistemleri 92 ülkeye ihraç ediyoruz” dedi. Ayrıca, iletişim ve sensörlerin de tamamen Türk mühendisleri tarafından üretildiğine vurgu yaptı.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye, deniz ve hava alanında yaptığı bu teknolojik atılımlarla savunma sanayisinde önemli bir dönemeçten geçiyor. Yerli ve millî sistemlerin geliştirilmesi, dışa bağımlılığı azaltmak ve uluslararası arenada söz sahibi olmak için büyük bir adım. Bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma gücünü katlanarak artırırken, aynı zamanda bölgesel ve küresel güvenliğe de önemli katkılar sağlıyor.