Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın X platformunda paylaştığı video, Gazze’deki insani krize dair çarpıcı eleştirilerle dolu.
İstanbul Yerel Haberler (İY)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 Ekim 2025 tarihinde X platformunda paylaştığı video, Gazze’deki insani krize dair çarpıcı eleştirilerle dolu. 7 Ekim 2023 Hamas saldırısının ikinci yıldönümünde yapılan paylaşım, İsrail’in operasyonlarını “soykırım” olarak nitelendirdi.
Erdoğan, 104 saniyelik klipte, “2 yıldır soykırım suçlarında Hitler’i bile geride bıraktılar, 365 kilometrekareye hapsettikleri 2,5 milyon insana her türlü zulmü, barbarlığı reva gördüler” diyerek Gazze halkının direnişini övdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 Ekim 2025 tarihinde paylaştığı X (eski adıyla Twitter) gönderisi, Gazze’deki insani krize dair sert bir eleştiri niteliği taşıyor ve sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Gönderi, Erdoğan’ın bir konuşmasından 104 saniyelik bir video klibini içeriyor ve metin olarak şu ifadeleri barındırıyor: “2 yıldır soykırım suçlarında Hitler’i bile geride bıraktılar, 365 kilometrekareye hapsettikleri 2,5 milyon insana her türlü zulmü, barbarlığı reva gördüler.
Ama Gazze halkının direniş iradesini kıramadılar, Gazze’nin topraklarını savunan kahraman evlatlarına diz çöktüremediler.”
Erdoğan’dan Gazze Soykırımı Eleştirisi
“2 yıldır soykırım suçlarında Hitler’i bile geride bıraktılar, 365 kilometrekareye hapsettikleri 2,5 milyon insana her türlü zulmü, barbarlığı reva gördüler.
Bu sözler, İsrail’in Gazze operasyonlarını soykırım olarak nitelendirerek, Nazi lideri Adolf Hitler’in suçlarını bile aştığını iddia eden çarpıcı bir retorik kullanıyor. Video, Erdoğan’ın mavi fonlu bir toplantı odasında, resmi kıyafetiyle konuşmasını gösteriyor; altyazılarla desteklenen sahnelerde, Gazze’yi “dünyanın en büyük açık hava mezarlığına” dönüştürdüklerini vurguluyor ve direnişin zaferle sonuçlanacağını öngörüyor.
Video, mavi fonlu bir toplantı odasında Erdoğan’ın konuşmasını gösteriyor; altyazılarla Gazze’yi “dünyanın en büyük açık hava mezarlığına” dönüştürdüklerini vurguluyor.
Filistin Direnişi ve Barış Çağrısı: Erdoğan’ın Vizyonu
Erdoğan, konuşmasında Gazze halkını “zalime direnen mücahitler” olarak tanımladı ve İsrail’in saldırganlığını “işgalcilerin kıyamı” diye betimledi. “Gazze’yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiler” ifadesiyle krizi özetleyen Cumhurbaşkanı, barışın en büyük engelinin “siyonist rejimin devam eden saldırıları” olduğunu belirtti.
Türkiye’nin Filistinlilere desteğini sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, “Sessiz Gazze Yürüyüşü” etkinliklerine teşekkür etti ve 1967 sınırları temelinde Doğu Kudüs’ü başkent yapan bir Filistin devletinin kurulmasını savundu. Mısır’daki müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını umduğunu ifade eden lider, önceliğin “acil ve kapsamlı ateşkes” ile insani yardımların ulaştırılması olduğunu söyledi.
Erdoğan konuşmasının devamında, Türkiye’nin Filistinlilere desteğini sürdürdüğünü, “Sessiz Gazze Yürüyüşü” gibi etkinliklere teşekkür ettiğini ve 1967 sınırları temelinde Doğu Kudüs’ü başkent yapan bir Filistin devletinin kurulmasını savunduğunu ifade ediyor. Erdoğan, Mısır’da yürütülen müzakerelerin olumlu sonuçlanacağını umduğunu da ekliyor; önceliğin “acil ve kapsamlı ateşkes” ile insani yardımların ulaştırılması olduğunu vurguluyor.
X Platformunda Fırtına: Beğeni ve Tartışmalar Yükseldi
Paylaşım, saniyeler içinde viral oldu: 5 binden fazla beğeni, 2 binden fazla repost, 20 alıntı, 294 yanıt ve 100 binden fazla görüntülenme aldı. Destekçiler Erdoğan’ı “Reis” diye anarak Gazze’ye sadakatini övdü.
Bir kullanıcı, “Allah seni başımızdan eksik etmesin” diye yazarken, başka biri “Allah’ım, Gazze’ye şanlı zaferini en kısa vakitte ulaştır” duası etti. Bu tepkiler, Erdoğan’ın üslubunu “cesur ve haklı” bulan kesimin coşkusunu yansıtıyor. Diğer taraftan, bazı muhalif sosyal medya kullanıcıları konuyu iç politik çekişmelere dayalı olarak eleştiren paylaşımlar yapmaktalar.
“Gazze Halkı Zalime Direnen Mücahitlerdir”
Bu paylaşım, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ikinci yıldönümüne denk geliyor. Erdoğan, konuşmasında Gazze halkının “zalime direnen” ve “mücahit” olarak tanımladığı direnişini övüyor; İsrail’in saldırganlığını “işgalcilerin kıyamı” olarak betimliyor. Videoda ayrıca, “Gazze’yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiler” ifadesi geçiyor ve barışın en büyük engelinin “siyonist rejimin devam eden saldırıları” olduğu belirtiliyor.
Erdoğan’ın Paylaşımı 100 Binden Fazla Görüntülendi
Gönderi, paylaşıldığı andan itibaren hızla etkileşim aldı: 5 binden fazla beğeni, 2 binden fazla repost, 20 alıntı, 294 yanıt ve 100 binden fazla görüntülenme elde etti. Tepkiler ise keskin bir kutuplaşma gösteriyor.
Destekleyenler, Erdoğan’ı “Reis” diye anarak Gazze’ye olan sadakatini övüyor; örneğin bir kullanıcı, “Canımın içi, attığın bu twetle ne kadar sapık, ne kadar ateist, ne kadar benamus, ne kadar kansız, ne kadar şeref yoksunu, ne kadar hain varsa çıldırtmışsın. Çıldırtmaya devamke… Allah seni başımızdan eksik etmesin” diye yazmış ve bir video eklemiş.
Başka bir destekçi, “Allah’ım, Gazze’ye şanlı zaferini en kısa vakitte ulaştır” diyerek dua etmiş. Bu tür yanıtlar, Erdoğan’ın üslubunu “cesur ve haklı” bulan kesimin sesini yansıtıyor.
Erdoğan’ın Filistin Politikası: Tarihsel Süreklilik ve Güncel Duruş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin politikası, Türkiye’nin dış politika önceliklerinden biri olarak yıllardır tutarlı bir çizgi izlemektedir. Bu politika, Filistin halkının haklarını savunma, İsrail’in eylemlerini kınama ve uluslararası arenada iki devletli çözümün savunuculuğunu yapma üzerine kuruludur.
Özellikle 7 Ekim 2023 Hamas saldırısından sonraki Gazze kriziyle birlikte, Erdoğan’ın söylemi daha da sertleşmiş; Gazze’deki durumu “soykırım” olarak nitelendirerek küresel bir mücadele çağrısı yapmıştır. 2025 yılı itibarıyla, BM konuşmaları ve bölgesel girişimlerle bu politika, diplomatik ve insani boyutlarıyla güçlenmiştir.
İki Devletli Çözümün Temel Taşı: 1967 Sınırları ve Doğu Kudüs
Erdoğan’ın Filistin vizyonunun merkezinde, 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması yer alır. Mücadele, bu hedefe ulaşılana kadar devam edeceğini vurgular; bu, İslam dünyasının ve uluslararası toplumun ortak görevi olarak tanımlanır.
Son dönemde, birçok ülkenin Filistin’i tanıma kararlarını “iki devletli çözüme ivme kazandıran sevindirici bir gelişme” olarak nitelendiren Erdoğan, BM’de halihazırda 140 ülkenin Filistin’i tanıdığını belirterek sayının artmasını temenni etmiştir. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yapılan görüşmelerde de bu tanıma çabalarının hızlandırılması ele alınmış; Türkiye’nin Filistin’in yanında duruşu diplomatik girişimlerle pekiştirilmiştir.
Gazze Krizi ve İsrail’e Yönelik Sert Eleştiriler
Gazze’deki insani felaketi “soykırım” olarak tanımlayan Erdoğan, 2025 BM Genel Kurulu konuşmasında bu konuya büyük yer ayırmıştır. 700 günden fazla süren saldırılarda 65 binden fazla sivilin öldüğünü, enkaz altında kalanların sayısının bilinmediğini belirterek, çocukların anestezi olmadan ampute edildiğini “insanlığın dip noktası” diye nitelendirmiştir.
İsrail’in asırlık zeytin ağaçlarını yok ettiğini, su ve toprağı kirlettiğini vurgulayarak, bunun 7 Ekim olayını bahane eden “toplu kıyım politikası” olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, 250 gazetecinin öldürüldüğünü ve Gazze’ye giriş-çıkışların yasaklandığını eleştirerek, sosyal medya üzerinden canlı yayınlanan saldırıların soykırımı gizleyemediğini söylemiştir. BM’nin 326 personelini koruyamadığını da belirterek, Genel Sekreter Antonio Guterres’e Gazze desteği için teşekkür etmiştir.
Erdoğan, İsrail’in Hamas’ı bahane ederek sadece Gazze’ye değil, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, İran ve Katar’a da saldırdığını vurgulamış; Netanyahu’nun barış niyetinin olmadığını ve yönetimin “kontrolü kaybettiğini” yorumlamıştır.
Bu eleştiriler, Türkiye’nin Filistinlilerin tamamının menfaatini koruduğunu ve Gazzeli mazlumların hakkını savunduğunu gösterir.Hamas ve Filistin Direnişine DestekErdoğan, Hamas’ı barış iradesi gösteren bir aktör olarak konumlandırır.
Trump’ın barış planına Hamas’ın müspet cevap verdiğini belirterek, Filistin tarafının barışa daha istekli olduğunu ima etmiştir. Filistin davasını “dünyaya mal olmuş” bir mesele olarak gören lider, Gazze halkının onurlu mücadelesini övmüş; bu direnişin barışı en fazla hak eden millet olduğunu ifade etmiştir. Türkiye’nin her türlü duruma karşı hazırlıklı olduğu ve Filistin’in yanında duruşunu koruyacağı belirtilmiştir.
Uluslararası ve Bölgesel Girişimler: BM’den Filistin Konferansı’na
Erdoğan’ın politikası, sadece retorikle sınırlı kalmamakta; somut adımlarla desteklenmektedir. BM Genel Kurulu’nda “Dünya 5’ten büyüktür” sloganını tekrarlayarak, haklının güçlü olduğu bir uluslararası sistemin kurulmasını savunmuş; Gazze’deki soykırımı durdurmak için BM ve uluslararası toplumu davet etmiştir.
Bölgesel toplantılarda kardeş ülkelerin liderleriyle kanı durdurma adımları değerlendirilmiş; Filistin Konferansı’nda konuşma yaparak insani yardımların önceliğini vurgulamıştır. Suriye’nin yeni yönetiminin de bu süreçte rol oynamasını olumlu bulan Erdoğan, bölgesel istikrarı Filistin’le entegre etmiştir.
Sonuç: Tutarlı Bir Dış Politika Çizgisi
Erdoğan’ın Filistin politikası, ekonomik zorluklara rağmen Türkiye’nin Orta Doğu’daki liderlik iddiasını yansıtmaktadır. 2025’te Gazze’nin “yeterince kan, gözyaşı ve yıkım” yaşadığını belirterek bu utancın sona ermesi çağrısı yapan lider, kalıcı barışın Filistinlilerin hakkı olduğunu vurgulamıştır.
Bu duruş, iç siyasette kutuplaşma yaratsa da, uluslararası arenada Türkiye’nin sesini güçlendirmektedir. Politika, Filistin’in tanınması, ateşkes ve devletleşme hedefleriyle özetlenebilir; Erdoğan’ın ifadesiyle, “Gerçekten barış isteniyorsa İsrail’in saldırıları derhal durdurulmalıdır.”