Rize’nin Kavrun Yaylası’nda Haziran Ayında Kar Yağışı
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı, yaklaşık 2.300 metre yükseklikte bulunan Kavrun Yaylası, bu yıl alışılmışın dışında bir doğa olayıyla karşılaştı. Yaz mevsiminin ortasında, normalde sadece kış aylarında görülen kar örtüsü, Haziran ayında tekrar kendini gösterdi. Bu durum, yayla sakinleri ve yerel işletmecileri oldukça şaşırttı ve hayrete düşürdü.
Yayla Sakinleri ve İşletmecilerin Şaşkınlığı
Geçen hafta etkili olan kar yağışı, yüksek rakımda olmanın getirdiği serin hava koşulları nedeniyle yaylada kendini gösterdi. Özellikle dün sabah saatlerinde, hava sıcaklıklarının yükselmesine rağmen, yaylaya yeniden kar yağdı. Bu durum, bölge sakinlerini ve yayla işletmecilerini hem şaşırttı hem de şaşkınlıkla karşıladı.
Yayla İşletmecisi Hüseyin Şahin’in Açıklamaları
Yaylada yıllardır turizm ve konaklama işi yapan Hüseyin Şahin, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Genellikle bu mevsimde kar görmeye alışık değiliz. Kışın bıraktığı karlar henüz tam anlamıyla erimemişti, fakat Haziran ayının ortasında tekrar kar yağması bizi gerçekten çok şaşırttı. Dün gece hava durumunu yağmur beklentisiyle takip ediyorduk, sabah uyandığımızda ise her yerin bembeyaz olduğunu görünce gözlerimize inanamadık. Burası yüksek rakımlı olduğu için hava her zaman serin olur ama böyle kar görmek pek alışılmış bir durum değil.”
Yaylada Mevsimsel Değişiklikler ve Doğa Durumu
Bu beklenmedik kar yağışı, bölgedeki iklim ve mevsimsel değişikliklerin göstergesi olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, küresel iklim değişikliklerinin etkisiyle yüksek rakımlı bölgelerde ani hava değişikliklerinin yaşanabildiğine vurgu yapıyor. Kavrun Yaylası, yüksek rakımı ve doğal güzellikleriyle bilinse de, bu yıl yaşanan olay, bölgenin doğasındaki farklılıkları bir kez daha gözler önüne serdi.
Yayla Turizmi ve Gelecek Planları
Yayla ekonomisi büyük ölçüde turizm ve konaklama faaliyetlerine dayanıyor. Bu tür doğa olayları, bölgedeki turizm sezonunu ve ziyaretçi sayısını etkileyebilir. Ancak, bölge halkı ve yetkililer, bu değişikliklerin doğanın bir parçası olduğunu ve adaptasyon sürecinin devam ettiğini belirtiyorlar. Ayrıca, doğa olaylarının bölgenin ekosistemine ve turizm potansiyeline olumsuz etkilerinin de olabileceği endişeleri dile getiriliyor.