Nilüfer’de Tarım ve Kentsel Dönüşümün Çatışması: Modern Kentleşme ile Geleneksel Tarımın Savaşı

Nilüfer'de tarım ve kentsel dönüşüm çatışmasını inceleyen, modern kentleşme ile geleneksel tarımın mücadelesini ve sürdürülebilirlik sorunlarını ele alan profesyonel bir analiz.

niluferde tarim ve kentsel donusumun catismasi modern kentlesme ile geleneksel tarimin savasi DkcE1atA

Nilüfer’in Gelişen Silüetinde Tarımın Güncel Durumu

Nilüfer ilçesinde hızla yükselen modern kentleşmenin ortasında, yatırımcıların gözdesi olan gökdelenler, rezidanslar ve lüks kafelerin hemen yanı başında, halen faaliyet gösteren geleneksel buğday tarlası, kent yaşamının değişen dinamikleri ve sürdürülebilirlik mücadelesinin önemli bir göstergesi olmaya devam ediyor. Yüksek değerli emlak projeleri ve yaşam alanlarının inşası, bölgenin tarımsal mirasını tehdit ederken, bu küçük ölçekli üretim alanı, tarımın geleceği ve yerel üreticinin hayatta kalma mücadelesi açısından büyük bir anlam taşıyor.

Yaklaşık 5 dönümlük alanda sürdürülen buğday tarımı, 23 Nisan Mahallesi’nin kalbinde, lüks yaşam alanları ve prestijli markaların yoğunlaştığı bölgede, ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir denge noktası oluşturuyor. Bu alan, imarlı olmasına rağmen, halen geleneksel tarım faaliyetlerine ev sahipliği yapmaya devam ederek, kentleşmenin ve sanayileşmenin ortasında direnç gösteriyor. Çiftçiler, 5 dönümden yaklaşık 3 ton buğday elde ederek, kilosunu 13 liradan satarak, yaklaşık 39 bin lira gelir elde etmeyi hedefliyorlar. Bu küçük ölçekli üretim, sadece ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda çevresel ve kültürel sürdürülebilirliğin sembolü haline geliyor.

Bursa’nın Göç ve Kentleşme Dinamikleri

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Bursa’nın hızlı göç alması ve bu göçün kent dinamiklerini nasıl şekillendirdiğine dikkat çekiyor. Kentteki sanayileşme ve konut projelerinin artmasıyla birlikte, Nilüfer bölgesinde de arazi talebinin ve fiyatlarının hızla yükseldiğini belirten Çakmak, şu ifadeleri kullanıyor:

Tarımın Güncel Durumu ve Geleceğe Yönelik Endişeler

Çakmak, son bir yıl içinde 3 bin 300 hektar, yani 4 bin 620 futbol sahası büyüklüğündeki tarım alanının daha imara açıldığını ve tarım dışına çıkarıldığını vurguluyor. Bu alanların çoğunun konut ve sanayi projelerine tahsis edildiğine işaret eden Çakmak, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Sürdürülebilirlik ve Yerel Yönetimlerin Rolü

Çakmak, hükümet ve yerel yönetimlerin, tarım alanlarının korunması ve çiftçiye hak ettiği değerin verilmesi konusunda sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekiyor. Planlı kalkınma ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda hareket edilmediği takdirde, hem tarım alanlarının azalması hem de gıda güvenliği riske girecek. Nilüfer’de yeni imara açılan alanların önemli bir kısmı hala tarım arazisi olması, bu konuda atılacak adımların önemini ortaya koyuyor.

Sonuç ve Çözüm Önerileri

Geleceğin sürdürülebilir kentsel gelişimi için, geleneksel tarımın ve kırsal yaşamın korunması şarttır. Çiftçiye verilen destekler artırılmalı, imar planları tarım alanlarını gözeterek hazırlanmalı ve genç nüfusun tarıma yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu sayede, hem kent yaşamının modernliği hem de tarımın geleneksel mirası korunabilir. Nilüfer’deki bu küçük ama anlamlı tarım alanı, kent yaşamının hızına karşı durarak, sürdürülebilirliğin ve yerel üretimin simgesi olmaya devam ediyor.

Exit mobile version