Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gazze Dayanışması ve Mısır’daki Zorluklar

Gazze dayanışması ve Mısır’daki zorlukları anlatan bu içerik, bölgedeki güncel durum ve dayanışma çabalarını keşfetmenizi sağlar.

Gazze dayanışması ve Mısır'daki zorlukları anlatan bu içerik, bölgedeki güncel

Küresel Gazze Yürüyüşü ve Katılım Süreci

Küresel Gazze Yürüyüşü ve Katılım Süreci

Küresel Gazze Yürüyüşü, Filistin’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla organize edilen uluslararası bir dayanışma hareketidir. Bu yürüyüşe katılan aktivistler, çeşitli ülkelerden gelerek Filistin’in özgürlük mücadelesine destek vermektedir. Kayseri’den de birçok aktivist, bu önemli etkinliğe katılmak üzere hazırlıklar yapmış ve Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze’ye ulaşmayı hedeflemişlerdir.

Ancak, bu süreçte yaşananlar beklenmedik zorluklar ve engellerle dolu olmuştur. Özellikle Mısır’da yaşanan olaylar, aktivistlerin karşılaştığı ciddi sorunları ve insan hakları ihlallerini gözler önüne sermektedir. Mısır sınırındaki güvenlik güçleri ve yetkililerin sert tutumu, aktivistlerin haklarına müdahale edilmesine ve çeşitli biçimlerde baskıya maruz kalmasına neden olmuştur.

Mısır’da Yaşananlar ve Aktivistlerin Deneyimleri

Bekar’ın anlatımlarına göre; Mısır’a giriş sırasında yaşananlar oldukça zorluydu. Havaalanında yaklaşık 2-3 saat boyunca gereksiz ve keyfi bir şekilde bekletildiler, pasaport kontrol noktalarında zorbalığa maruz kaldılar. Otellere yerleştikten sonra rotalarını değiştirerek Ariş bölgesine geçtikleri sırada, kontrol noktalarında yoğun bir güvenlik ve kontrol uygulamasıyla karşılaştılar. Bu noktalar, aktivistlerin girişine izin vermeyen ve onları gözaltına alıp sınır dışı etmeye çalışan noktalar olarak tasarlanmıştı.

İfade edilenlere göre, kontrol noktalarında ve gözaltı merkezlerinde aktivistlere karşı ciddi şiddet uygulandı. Sopalar, kırbaçlar ve kesici delici aletler kullanılarak yapılan saldırılar, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik açıdan da büyük tahribat yarattı. Birçok aktivist çeşitli şekillerde yaralandı; özellikle HÜDAPAR milletvekili gibi kamuya açık olan kişiler ciddi biçimde yaralandı ve başlarından yaralandı. Bazı kadın aktivistlerin yüzleri ve vücutlarının çeşitli yerleri darp ve kesici aletlerle zarar gördü.

Gözaltı ve Deportasyon Süreci

Gözaltına alınan aktivistler, gece boyunca çeşitli araçlarla taşındı ve bilinmeyen bölgelere bırakıldı. Bu süreçte, polis ve askerlerin yanı sıra baltacı olarak adlandırılan ve daha çok milis gücü olarak kullanılan kişiler de saldırılara katıldı. Bu kişiler, aktivistleri darp ederek ve tehdit ederek, Gazze’ye ulaşmalarını engelleyici bir tutum sergiledi. Pasaportlara el konuldu ve aktivistlerin sınır dışı edilmesine çalışıldı.

Olaylar sırasında, bazı aktivistler saatlerce havaalanında bekletildi ve sağlık sorunları yaşayan arkadaşlara tıbbi müdahale yapılmak zorunda kalındı. Bu süreçte, aktivistlerin bir bölümü ciddi yaralanmalarla karşılaştı ve sağlık durumları kötüye gitti. Sabah saatlerinde ise, aktivistlerin büyük bir kısmı sınır dışı edilerek ülkelerine gönderildi. Bu olaylar, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden oldu.

Dayanışma ve Yeni Hedefler

Bekar ve diğer aktivistler, yaşadıkları bu kötü tecrübe sonrası; Filistin’de ve dünya genelinde mazlumlar için mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulamaktadır. Onlar, sadece Gazze’deki saldırıları değil, aynı zamanda Arakan, Doğu Türkistan, Sahara ve diğer tüm zulüm gören bölgelerdeki insan hakları ihlallerine de dikkat çekmek istiyorlar. Bu bağlamda, çeşitli uluslararası organizasyonlar ve sivil toplum hareketleriyle iş birliği yaparak, zulüm gören tüm halklara destek olmayı amaçlamaktadırlar.

Uluslararası Dayanışma ve İnsan Hakları Mücadelesi

Bekar’ın sözleriyle; “Nerede zulüm gören mazlum varsa elimizden gelen her şeyi yapacağız.” Bu sözler, onların sadece Filistin için değil, tüm mazlumlar için mücadele etmeye devam edeceğinin ifadesidir. Birçok farklı ülkeden gelen aktivistler, farklı din, dil ve kültürlere sahip olsalar da, ortak amaçları olan insan hakları ve adalet için bir araya gelmişlerdir.

Özellikle Nelson Mandela’nın torunu gibi uluslararası figürlerle yapılan görüşmeler ve tanıklıklar, bu hareketin küresel anlamda ne kadar güçlü ve anlamlı olduğunu göstermektedir. Bu kişiler, kendi ülkelerinden binlerce kilometre uzaklıkta, sadece zulmü durdurmak ve Filistin halkına destek olmak için oradadırlar. Onlar, bu mücadeleye devam ederek, zulüm gören bütün insanların sesi olmayı sürdüreceklerdir.

Gelecekteki Planlar ve Çabalar

Aktivistler, yaşadıkları bu zor deneyimden sonra, yeni stratejiler ve planlar geliştirerek, zulüm gören bölgelerdeki insanlara ulaşmaya ve destek olmaya devam edecektir. Bu kapsamda, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek için çeşitli kampanyalar ve etkinlikler düzenleyeceklerdir. Ayrıca, bölgesel ve küresel düzeyde insan hakları ihlallerine karşı seslerini yükseltmek ve farkındalık yaratmak amacıyla çalışmalar yapacaklardır.

Sonuç olarak, bu hareket ve aktivistlerin mücadelesi, insanlık adına büyük bir anlam taşımaktadır. Zulüm görenlerin yanında olmak ve onların haklı davasını dünya gündemine taşımak, onların en büyük gayesidir. Bu nedenle, tüm dünya halklarını ve sivil toplum kuruluşlarını, mazlumların sesi olmaya ve zulmü durdurmaya çağırıyoruz.