Filistin’de Şehit Edilen Gazetecileri Anma Günü Programı
Kastamonu Üniversitesi tarafından düzenlenen anlamlı bir etkinlik olan “Filistin’de Şehit Edilen Gazetecileri Anma” programı, büyük bir duyarlılık ve saygı ile gerçekleştirildi. Bu özel etkinlik, Merkez Kütüphanesi Cemil Meriç Salonu’nda açılan Filistin’de yaşanan acı olayları anlatan fotoğraf sergisiyle başladı.
Programa katılanlar, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle etkinliğe devam etti. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Halen devam etmekte olan bu acı olaylar, insanlık adına büyük bir utanç ve trajediye işaret etmektedir. Bu zulme sessiz kalmak, bizim vicdanımıza ve insani değerlerimize aykırıdır. Bizler, hem tarihimizde hem inançlarımızda Filistin ile güçlü bağlar kurmuş bir millet olarak, bu zulme karşı durmak zorundayız. Filistin halkının cesur duruşunun karşılığını en kısa zamanda alacağına inanıyoruz. Onlar, özgür ve bağımsız bir devlet içinde, nehirden denize kadar hür ve mutlu yaşamayı hak ediyorlar. Bu uğurda dökülen kanlar asla boşa gitmeyecek ve zalimler tarih boyunca bedel ödeyeceklerdir. Bizler de, Türk milleti olarak, her zaman mazlumların yanında ve haklının safında durmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
Yüreğimizde Derin İzler Bırakan Bu Kayıplar
Kastamonu Üniversitesi Basın Yayın Müşaviri Doç. Dr. Selver Mertoğlu, yaptığı konuşmada şu duygulara yer verdi:
“Yüreğimizde derin izler bırakan bu kayıpların acı ve duygusal yükünü paylaşıyoruz. Bugün burada toplanmamız, sadece bir anma değil, aynı zamanda hakikatin ve insanlık onurunun korunması adına önemli bir duruş ve vicdani bir sorumluluktur. Gazeteciler, savaş bölgelerinde gerçekten yaşananları kayda alan, gerçeğin sesi olan kahramanlardır. Onlar, görevlerini onurla yerine getirirken, canlarını feda etme pahasına gerçeği dünyaya ulaştırmaya çalışırlar.”
Savaşta Gazetecilerin Karşılaştığı Tehlikeler
Mertoğlu, savaşların gazetecilere nasıl büyük bedeller ödettirdiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Filistin’de savaş başladığından beri 200’den fazla gazeteci yaşamını yitirdi. Tarihte, özellikle savaş muhabirliği mesleği, oldukça büyük bedeller ödemiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda 69, Vietnam Savaşı’nda 63, Kore Savaşı’nda ise 17 gazeteci hayatını kaybetmişti. Günümüzde ise bu rakamlar katlanarak artıyor. 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze’de görev yapan gazeteciler arasında ölümler ve yaralanmalar artmakta. Uluslararası basın kuruluşları, savaş boyunca yaklaşık 200 gazetecinin hayatını kaybettiğini ve bunun yanı sıra yüzlercesinin yaralandığını bildiriyor. Uluslararası hukuk kuralları, savaşta gazetecilerin korunmasını açıkça vurgulamaktadır. Cenevre Sözleşmeleri, gazetecilerin sivil statüsünde olduğunu ve hedef alınmalarının savaş suçları olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak gerçekler, gazetecilerin bu koruyucu hukuki statüye rağmen, savaşta hedef alındığını göstermektedir. Bu durum, bizlerin mesleki sorumluluğumuza da aykırıdır.”
Gerçeğin Tanığı ve Vicdani Sorumluluk
Mertoğlu, gazetecilerin savaş alanında gösterdikleri cesareti ve sorumluluğu şu sözlerle anlatıyor:
“Gerçekleri kaydetmek ve dünyaya duyurmak, vicdani bir misyon ve onur meselesidir. Çatışma bölgelerinde görev yapan gazeteciler, sadece gözlemci değil, aynı zamanda zulme tanıklık eden ve bunun hesabını soran vicdanlı insanlardır. Kameralarıyla, not defterleriyle yaşananları kaydeden bu kahramanlar, aslında insanlığın hafızasıdır. Onlar sayesinde, zulmün ve adaletsizliğin kaydı tutulur, suçlar ortaya çıkar. Gazeteciler, bazen en sevdiklerini bile kaybedebilir, ama yılmadan görevlerini yaparlar çünkü bu meslek, onların vicdanını ve insanlık onurunu temsil eder.”
Gazeteciliğin Fedakarlık ve Cesaret Dolu Hikayeleri
Mertoğlu, sözlerini şu sözlerle tamamlar:
“Gazeteciler, meslekleri uğruna canlarını feda etmekten çekinmezler. Gazze’de hayatını kaybeden meslektaşlarımız, mesleğin ne kadar kutsal ve fedakarlık gerektirdiğini gösterdi. Onlar, canları pahasına gerçekleri ortaya çıkarmak için mücadele ederken, sevdiklerini bile geride bırakmak zorunda kalmışlardır. Bir gazeteci öldüğünde, yalnızca bir insan değil, hakikatin ve adaletin sesi de susar. Bizler, onların cesaretini ve fedakarlığını asla unutmayacağız ve onların sesi olmaya devam edeceğiz.”
Film Gösterimi ve Son Anlar
Konuşmaların ardından, Filistin’de yaşananların anlatıldığı etkileyici bir film gösterimi yapıldı. Program, akademisyenler ve şehit gazetecilerin isimlerinin yazıldığı koltuklarda oturan öğrencilerin duygulu şiirleriyle sona erdi. Ayrıca, programa katılanlar, bu acı olayları unutmamak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla önemli mesajlar verdiler.
Katılımcılar
- Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal
- Rektör Yardımcıları: Prof. Dr. Ömer Küçük, Prof. Dr. Mehmet Atalan, Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı
- İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Çetin
- Öğrenciler ve diğer katılımcılar