Son yıllarda dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve özellikle tropikal bölgelerde yeniden yükselişe geçen sıtma hastalığı hakkında endişeler artıyor. Uzmanlar, hastalığın yüksek ateş, titreme ve çoklu organ yetmezliği gibi ciddi belirtilerle kendini gösterdiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Bahadır Ceylan, yüksek ateşle başlayan ve tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın, özellikle tropikal bölgelerden gelen kişilerde daha sık görüldüğünü belirtiyor.
Günümüzde Türkiye’de sıtmanın ortadan kaldırılmış olmasına rağmen, yurt dışından gelen vakalar ve yeniden ortaya çıkan insidans, hastalığın tekrar gündeme gelmesine neden oluyor. Özellikle, tropikal ve subtropikal bölgelerden dönen ziyaretçilerde görülen vakalarda, hastalığın belirtilerine dikkat edilmesi gerekiyor.
Sıtma, genellikle yüksek ateş, titreme, baş ağrısı ve halsizlik gibi belirtilerle başlar. Eğer bu belirtiler dikkate alınmaz ve tedavi edilmezse, parazitin çoğalmasıyla birlikte bağışıklık sistemi şiddetli tepki verir. Sonuç olarak, kalp, akciğer, karaciğer ve böbreklerde yetmezlik gelişebilir ve bu durum hastanın yaşamını tehdit eder hale gelir.
Uzmanlar, özellikle tropikal bölgelere seyahat edenlerin, yüksek ateş ve titreme gibi belirtilerle karşılaştıklarında zaman kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurmalarını öneriyor. Çünkü erken teşhis ve uygun tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilir ve hayat kurtarılabilir.
Sıtma tedavisinde erken müdahale hayati öneme sahiptir. Paraziti yok etmek için kullanılan ilaçlara hızlı başlanması, hastalığın seyrini değiştirebilir. Aksi takdirde, çoklu organ yetmezliği, şok ve ölüm riski artar. Bu nedenle, özellikle sıtmanın yaygın olduğu tropikal bölgelere seyahat edenlerin, belirtileri ciddiye almaları ve vakit kaybetmeden uzmanlara başvurmaları gerekir.
İnsanlar arasındaki bulaşma ise, yalnızca sivrisineklerin aracılığıyla gerçekleşir. Anofel sivrisineği, özellikle bataklık, nehir ve su birikintilerinin yoğun olduğu bölgelerde çoğalır. Türkiye’de de geçmişte sıtma vakalarının sık görülmesinin nedeni, bu sivrisinek türünün varlığıdır. Ancak, hastalığın kontrol altına alınması ve tedavi imkanlarının gelişmesiyle ülkemizde sıtma vakaları önemli ölçüde azalmıştır.
Günümüzde, sıtma vakalarının çoğu, tropikal ülkelerden gelen kişilerde tespit edilmektedir. Bu nedenle, yurtdışından dönenlerin yüksek ateş, titreme ve halsizlik gibi belirtilerle karşılaştıklarında, derhal sağlık kuruluşlarına başvurmaları hayati önem taşımaktadır.
Türkiye’de sıtmanın yok edilmesi sürecinde, halkın bilinçlendirilmesi ve sivrisineklerle mücadele büyük rol oynamıştır. Ancak, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri nedeniyle, sıtmanın yaygın olduğu bölgeler yeniden risk altına girebilir. Bu nedenle, sağlık otoriteleri, sıtma konusunda dikkatli olunmasını ve önleyici tedbirlerin alınmasını öneriyor.
İşte, bu sessiz ve tehlikeli hastalığın önlenmesi ve tedavisi için uzmanların önerileri ve uyarıları büyük önem taşıyor. İnsanların, farkındalıklarını artırarak, hastalığın yayılmasını engellemeleri ve sağlıklarını korumaları gerekiyor.