İçeriğin büyük bir kısmını oluşturan Antalya’daki otel ve pansiyonlarda yapılan denetimler, sektörün önemli bir sorunu olan yangına dayanıklı kapı eksikliğiyle karşılaşılmasına neden oldu. Yapılan incelemelerde, yaklaşık %90 oranında işletmenin yangına dayanıklı kapıya sahip olmadığı tespit edildi. Bu durum, özellikle Kartalkaya’daki büyük yangının ardından süratle gündeme gelmiş ve sektör temsilcileri tarafından acil çözüm çağrısı yapılmıştır.
Antalya Otelciler Pansiyoncular Odası Başkanı Özcan Sucu, mevcut şartlarda bu kapıların kısa sürede temin edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, sezon sonuna kadar yeni bir süre tanınması talebinde bulundu. Bu sorun, sadece Antalya ile sınırlı kalmayıp, tüm Türkiye genelinde de ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.
İki ayrı sistemden bahsedildiğinde, Antalya’da toplamda yaklaşık 1600 basit konaklama işletmesi ve 1300 civarında turizm belgeli otel bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Özellikle 2007 yılında güncellenen İtfaiye Yönetmeliği’nin, yangına dayanıklı kapıların zorunlu hale gelmesini öngördüğü halde, 2014’e kadar yapılan denetimlerde bu gerekliliğin yerine getirilmediği ortaya çıktı.
Başkan Sucu, bu eksikliğin yeni olmadığını ve daha önce ruhsatlandırma aşamasında göz ardı edildiğini vurguladı. Ayrıca, sektör temsilcilerinin bu konuda uzun süredir bilgi sahibi olmadığını ve ilk kez böyle bir sorunla karşılaştıklarını dile getirdi. Özellikle ruhsat alma sürecinde, belediyelerin ve itfaiyenin yaptığı denetimlerin bu tür kritik güvenlik unsurlarını göz önüne almadığına dikkat çekti.
Yangına dayanıklı kapıların temini konusunda ciddi bir tedarik sıkıntısı yaşandığını belirten Sucu, firmaların sayısının azlığı ve talepleri karşılayamaması sorunu ortaya çıkardı. Ayrıca, kapı fiyatlarının iki katına çıktığını ve şu an 25-30 bin liraya kadar yükseldiğini belirtti. Bu fiyat artışı, sektörün maliyetlerini önemli ölçüde artırmakta ve işletmelerin bu alandaki yatırımlarını ertelemelerine neden olmaktadır.
Özellikle sit alanlarında ve tarihi bölgelerde, yasal engeller nedeniyle kapı değişikliklerinin yapılamaması da başka bir sorun olarak öne çıkıyor. Kaleköyü, Side ve Adrasan gibi yerlerde, Anıtlar Kurulu izni olmadan hiçbir değişiklik yapılamıyor. Bu durum, mevcut yapıların korunması adına önemli olsa da, güvenlik açısından büyük riskler barındırıyor.
Şu ana kadar, Antalya’da yaklaşık 182 işletme, bu süreçten doğrudan etkilenerek yargıya başvurdu. Yargı ve ilgili kurumlar arasında yaşanan bu süreç, görüşmeler ve yazışmalarla devam ediyor. Mahkemeler, belediyeler ve Anıtlar Kurulu’nun kararları, sürecin çözümlenmesinde belirleyici olacak.
Antalya Otelciler Pansiyoncular Odası Başkanı Özcan Sucu, sezon bitimine kadar işletmelere yönelik bir çözüm önerisi sundu. Buna göre, işletmelere sorumluluk kendilerinde olmak kaydıyla süre tanınmalı ve bu süre içinde kapıların değiştirilmesi sağlanmalı. Aksi takdirde, küçük veya büyük otel fark etmeksizin, tüm işletmelerin bu kurallara uyması gerektiği vurgulandı.
Bu süreç, sadece güvenlik değil, aynı zamanda şehir ekonomisi üzerinde de olumsuz etkiler yaratmakta. Yaklaşık 1600 işletme ve 40 bin yatak kapasitesi ile Antalya, bölge turizminin önemli bir lokomotifi konumunda. Bu oteller, vergi ve katkı paylarıyla şehir ekonomisini canlandırmakta. Ancak, bu güvenlik sorunları nedeniyle, turistlerin konaklama tercihleri ve şehre olan genel güven ortamı olumsuz etkileniyor.
Sonuç olarak, sektör temsilcileri ve ilgili kurumlar arasında yapılan görüşmeler ve alınan önlemlerle, bu kritik sorunun en kısa sürede çözüme kavuşturulması bekleniyor. Ancak, mevcut tedarik ve yasal engeller, bu süreci uzatmakta ve sektör üzerinde yeni riskler oluşturmaktadır.