Gelişen Olaylar ve Gazete Mühürleme Kararı
Afyonkarahisar Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri, yaklaşık 60 yıldır yayın yapan ve yerel halk tarafından tanınan Kocatepe Gazetesi’nin binasını resmi işlemler gerekçesiyle mühürledi. Bu olay, sadece bir gazete kapanması değil, aynı zamanda basın özgürlüğü konusunda ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Gazete sahibi Sezer Küçükkurt, olayın arka planında farklı nedenler olduğunu düşünüyor. Kendisine göre, bu müdahale tamamen gazetenin yayımladığı haberler nedeniyle gerçekleşti. Özellikle Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın eşi Yasin Köksal hakkında yayımlanan ve “60 milyonluk yolsuzluk ve içki mekan ortaklığı” gibi iddiaları içeren haberler, bu hamlenin temel nedeni olabilir. Bu haberler, belediye yönetimi ve özellikle Başkan Köksal’a yakın çevreler tarafından rahatsızlık yaratmış ve gazetenin susturulması amacıyla çeşitli adımlar atılmış olabilir.
Mühürleme ve Denetim Süreci
Belediye zabıta ekipleri, mühürleme işlemi öncesinde gazeteye 10 gün içinde toplamda 5 defa denetim yaptı. Yapılan denetimlerde, gazeteye “Ruhsat alınmaksızın yeni inşaat faaliyetleri yapılmıştır” gerekçesi gösterildi. Ancak, bu gerekçenin olayın asıl nedeni olmadığı, daha çok idari bir bahane olduğu düşünülüyor. Çünkü gazete sahibi Sezer Küçükkurt, kendilerinin 2013 yılında satın aldıkları binada herhangi bir ilave inşaat veya değişiklik yapmadıklarını belirtiyor. Ayrıca, gazetenin yasal olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının olduğunu ve yasal hiçbir engel bulunmadığını dile getiriyor.
Gazete Sahibi ve Kamuoyunun Tepkisi
Sezer Küçükkurt, olayla ilgili yaptığı açıklamada, yaşananların tamamen siyasi nedenlerle gerçekleştiğine dikkat çekti. Kendisi, “Bu olay, belediyeye muhalif olan gazetemize karşı yapılan bir haksızlık ve baskıdır. Bu saldırı, yalnızca bizim değil, basın özgürlüğüne ve düşünce özgürlüğüne karşı da bir saldırıdır” diyerek tepkisini dile getirdi. Ayrıca, olayın kendilerine büyük bir maddi ve manevi zarar verdiğini ifade etti.
Siyasi ve Toplumsal Tepkiler
Özellikle siyasi çevreler ve bazı sivil toplum kuruluşları, bu tür uygulamaların demokrasi ve özgür basın açısından ciddi tehditler olduğunu belirtiyorlar. Bu olayın, faşizmin açık göstergesi olduğunu savunanlar, basın özgürlüğünün korunması gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Örneğin, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Turgay Şahin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
- “Eserinizle gurur duyun. Baskı ve korku siyasetinin getirdiği bu tabloyu ibretle izleyin.”
- “Bir gazetenin kapısının mühürlendiğine ilk kez şahit oluyoruz. Bu, faşizmin açık göstergesidir.”
- “Bu olay, sözde denetim ve cezalar adı altında oluşturulan korku sisteminin yeni bir aşamasıdır. Kimse artık bu zihniyetin önünde güvende değildir.”
Şahin, ayrıca bu olayın, basın özgürlüğü ve demokratik değerler açısından bir sınav olduğunu ifade etti ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Gelecek İçin Ümit ve Uyarılar
Bu tür olaylar, maalesef demokratik toplumlarda basın özgürlüğünün ne kadar kırılgan ve korunmaya muhtaç olduğunu gösteriyor. Basının haber yapma özgürlüğü, halkın gerçekleri öğrenmesi ve demokrasinin sağlıklı işlemesi için vazgeçilmezdir. Bu nedenle, gazetenin kapanması veya susturulması girişimleri, toplumda ciddi endişelere yol açmıştır.
Sonuç olarak, bu olayın bir dönemsel değil, daha geniş kapsamlı bir demokrasi mücadelesinin parçası olduğu düşünülmelidir. Basın ve ifade özgürlüğünün korunması için tüm toplumun, siyasi güçlerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak hareket etmesi önemlidir. Aynı zamanda, hukuki süreçler ve adil yargı kararlarıyla bu tür olayların önüne geçilmesi gerektiği de unutulmamalıdır.